akrilamid
Ä°nfertilite sebebi! "Akrilamid"

 Sofralarımızdaki gizli tehlike, 

 

Endüstriyel bir bileÅŸik olan akrilamid, renksiz ve kokusuz bir kimyasaldır. Yaygın olarak atık suların arıtım sürecinde, madenlerde, araÅŸtırma laboratuvarlarında, yüzey kaplama, tekstil ve kozmetik sektörlerinde kullanılır. 1989 yılında Çin’de bir madende yaÅŸanan kaza akrilamidin sinir sistemi hasarına neden olduÄŸunu ortaya koymuÅŸ, peÅŸ peÅŸe gelen araÅŸtırmalar kimyasalın kanserojen etkilerini de gün yüzüne çıkarmıştır. Kullanım alanlarında gerekli önlemlerin alınmasıyla yüksek doz akrilamid maruziyetinin önüne geçilmiÅŸ olsa da, 2002 yılında yapılan bir araÅŸtırma baÅŸta Dünya SaÄŸlık Örgütü olmak üzere pek çok toplumsal örgütü harekete geçirmiÅŸtir. Bu araÅŸtırmaya göre akrilamid yalnız kullanım alanlarında deÄŸil, sofralarımızda, içeceklerimizde, daha da vahimi çoktan kanımıza karışmış ve iç organlarımıza yerleÅŸmiÅŸ durumda…

AraÅŸtırmaya göre 120 ve üzeri derecelerde ısıl iÅŸlem gören protein içerikli besinler 5±50 μg/kg akrilamid içerirken, yüksek karbonhidrat içeren patates, pancar, kraker gibi besinlerde bu rakam 150±4000 μg/kg’a çıkıyor. Bisküvi, kavrulmuÅŸ badem, cips, patates kızartması, kahve gibi günlük hayatta sık tüketilen iÅŸlenmiÅŸ gıdalar da yüksek akrilamid içerikleriyle risk grubunda. Bu deÄŸerlerin ağır nörolojik problemlere neden olması mümkün olmasa da, Dünya SaÄŸlık Örgütü özellikle küçük yaÅŸta ÅŸekillenen “fast-food ağırlıklı beslenme ÅŸekli”ne dikkat çekiyor ve ebeveynleri baÅŸta kanser olmak üzere ileride oluÅŸabilecek komplikasyonlar konusunda uyarıyor. Bunlar arasında üreme saÄŸlığı da var.

Gündeme yeni düÅŸen bu bilgi anket çalışmalarıyla aydınlatılmaya çalışıladursun, fareler üzerinde yapılan ve daha hızlı sonuç veren deneyler korkutucu bir tabloyla karşı karşıya olduÄŸumuzu gösteriyor. Buna göre karbonhidrattan zengin, saÄŸlıksız bir beslenme planı, erkek farelerde kısırlığa veya bu farelerin yavrularında düÅŸük doÄŸum ağırlığı gibi doÄŸumsal kusurlara neden olabiliyor. Yüksek akrilamid dozlarına maruz kalan sperm hücreleri sayıca azalırken, yapısal bozukluklara da rastlanıyor. DiÅŸi fareler üzerinde yapılan çalışmalar henüz kısıtlı sayıda olsa da, Türk araÅŸtırmacılar tarafından 2017 yılında yayınlanan bir araÅŸtırma (Aras ve ark. ....) yüksek akrilamide maruz kalan yumurtaların olgunlaÅŸmakta geciktiÄŸini, hatta  bazılarının dejenere olduÄŸunu gösteriyor. Bu ÅŸartlarda yumurtaların döllenmesi gecikiyor veya mümkün olamıyor, geciken döllenme embriyoda geliÅŸim bozukluklarını beraberinde getiriyor. Kısacası biz kahvemizi yudumlayaduralım, Amerika BirleÅŸik Devletleri’nde  pek çok kuruluÅŸ kapılarına ürünlerinin yüksek akrilamid içerdiÄŸini uyarı iÅŸaretleriyle belirtmiÅŸ durumda.

Sonuç olarak akrilamid oluÅŸumunu tamamen durduran bir mekanizma henüz bulunamamıştır. Korunmak için besinleri çok uzun süre ve yüksek ısıda piÅŸirmeden, kızartma ve ızgara yerine daha çok haÅŸlama tercih ederek, karbohidrat içeren besinlerden kaçınıp mümkünse dengeli beslenmeyi tercih etmeliyiz. Günlük beslenme alışkanlıklarımızın sperm ve yumurta kalitemizi etkilediÄŸini unutmamalı ve özellikle küçük yaÅŸlardan itibaren beslenme alışkanlığının ilerde oluÅŸabilecek üreme saÄŸlığına etkisini gözardı etmemeliyiz.

 

Uzm. Emb. Banu Boz Eniseler1 , Yard. Doç. Dr. Duru Aras Tosun2

1 Ä°renbe Kadın DoÄŸum ve Tüp Bebek Merkezi, Ä°zmir

2 Yüksek Ä°htisas Üniversitesi, Tıp Fakültesi Histoloji-Embriyoloji A.D., Ankara

  • Gönderiyi PaylaÅŸ