Antenatal muayenelerin sıklığını ve yapılan incelemelerin niteliÄŸini belirleyen en önemli etken anne adayının ilk muayenesinde araÅŸtırılan risk faktörleridir.

Herhangi bir risk faktörü olmayan anne adayı ideal olarak 28. gebelik haftasına kadar aylık, 28-36. haftalar arasında ikiÅŸer haftalık aralıklarla, 36. haftadan doÄŸuma kadar ise haftalık olarak doktor kontrolüne gelmelidir. Ek bir ÅŸikayet olduÄŸunda yeni doktor muayenesi beklenmemeli ve takip eden doktora durum iletilerek doktorun gerekli gördüÄŸü durumlarda ek muayeneler için de baÅŸvurulmalıdır.

Gebelikte risk faktörlerinin varlığında ise bu takip ÅŸeması tümüyle deÄŸiÅŸir. Erken doÄŸum, yüksek tansiyon, ÅŸeker hastalığı, geliÅŸme geriliÄŸi gibi risk faktörlerinin niteliklerine göre doktor kontrolleri daha sık aralıklarla gerçekleÅŸir ve bazı durumlarda risk faktörü olmayan anne adaylarına yapılan incelemelerden daha farklı incelemeler yapılır.

Günümüzde teknolojinin ve iletiÅŸimin kolaylaÅŸtırdığı gebelik takip süreçleri ile daha saÄŸlıklı nesiller elde edebilmek ümidindeyiz. Bu konuda tüm anne-baba adaylarını gebelik boyunca hassasiyetle gebelik takibini aksatmamaları için bilinçlenmeye davet ediyoruz.

Aşılama döllenmenin vücut içerisinde olduÄŸunun kabul edildiÄŸi ve bunun doÄŸrulanmadığı bir durumken tüp bebekte döllenme laboratuar ortamında ve doÄŸrulanabilir bir ÅŸekilde gerçekleÅŸir.

Üreme çağındaki kadınlarda oldukça sık karşılaşılan endometriyozis rahim içini döÅŸeyen dokunun (endometriyum) baÅŸka bir bölgede (ör. Yumurtalıklar, karın içi vb.) bulunması halidir. Adet kanaması sırasında bu dokudan da kanama olduÄŸundan ÅŸiddetli aÄŸrı oluÅŸabilir. Ayrıca bu kanamanın verdiÄŸi hasara baÄŸlı olarak cinsel temas sırasında ve deÄŸiÅŸik zamanlarda kasık aÄŸrısı geliÅŸebilir. Bu hastalık yumurtalıklarda koyu kahverengi renkli ve çikolata kisti olarak bilinen kist oluÅŸumlarına da yol açmaktadır.

Bu kistler laparoskopik cerrahi ile çıkarılabildikleri gibi hasarlı dokuları ve endometriyozis odaklarını yakmak (koter, lazer) mümkün olabilmektedir. Daha hafif durumlarda ilaç tedavisiyle de sonuç alınabilmektedir. Bu tedavi yöntemleriyle hastalığın geliÅŸimi durdurulabilmekte veya geriletilebilmekte ise de gebelik oluÅŸmayabilir. Bu durumda çocuk sahibi olabilme ÅŸansı tüp bebek yöntemi ile yakalanabilir.

Embriyo transferi (ET), genellikle yumurta toplanmasından üç gün sonra yapılır. Ancak sizin için daha uygun olacağı düÅŸünülüyorsa embriyo transferiniz 5. – 6. güne kadar geciktirilebilir. Transferin zamanı, IVF ekibi tarafından size tam olarak bildirilecektir. Transfer için normal geliÅŸen embriyo / embriyolar seçilir. Önerilen çoÄŸunlukla 2-4 embriyonun transferidir. Kesin karar aile ve doktoru tarafından verilir. Çok sayıda embriyonun transferi, birden fazla embriyonun rahimde tutunması ile sonuçlanabilir. EÄŸer yeterli geliÅŸim gösteren embriyolarınız transferden sonra artmış ise dondurulacaktır.

Transfer iÅŸlemi oldukça kolay ve aÄŸrısız bir uygulamadır. Ä°çinde embriyolar bulunan çok ince özel bir kateter, jinekolojik muayene pozisyonundaki kadının rahim aÄŸzından geçilerek rahim içine yerleÅŸtirilir. Ä°çindeki embriyolar, bir enjektör yardımı ile rahim içine püskürtülür. Transfer sırasında ultrasonografi yardımı ile rahmin görüntülenmesi için mesanenin kısmen dolu olması gereklidir. Ortalama 10- 20 dakika kadar süren bir iÅŸlemdir. Transferden sonra size, kullanacağınız ilaçlar, yaptırmanız gereken kan testleri ve dikkat etmeniz gereken konularda bilgi verilecektir.

Tüm embriyolar her zaman istenen geliÅŸmeyi gösteremezler. Dondurma iÅŸlemi için hepsinin geliÅŸiminin ve görünümünün beklenen düzeyde olması gerekir. Embriyo transferi gününden önce dondurulmuÅŸ embriyonuz varsa transfer iÅŸlemi sırasında bilgilendirileceksiniz. EÄŸer daha sonraki günlerde bu iÅŸlem yapılacak olursa embriyolog size telefonla bilgi verecektir.

Özellikle bebeÄŸin büyüme geliÅŸmesi dikkatli izlenmelidir.

Ancak aynı zamanda anne adayının tansiyon takibi, kilo alış hızı, kan ve idrar tahlilleri de ihmal edilmemelidir.

Anne adayları beslenme ile ilgili özel olarak bilgilendirilmelidir.

Bilgilendirmenin çok önemli olduÄŸu diÄŸer durumlar: Gebelik Diabeti, Preeklampsi, Erken doÄŸum eylemidir. Genel olarak ateÅŸ, aÄŸrı ve kanamaya neden olan tüm durumlarda hemen bir saÄŸlık kuruluÅŸuna baÅŸvurmaları konusunda herkes bilinçlendirilmelidir.

Basit bir tansiyon ölçümüyle ve bazı basit testlerle erken dönemlerde saptanabilen ve tedavisi mümkün olan preeklampsi, geç teÅŸhis konduÄŸunda daha zor tedavi edilebilecektir. Anne adayının ve bebeÄŸin hayatını ciddi bir ÅŸekilde riske sokan bu durumun erken tanısı için hiç bir ÅŸikayet olmasa bile düzenli olarak antenatal kontrollere gidilmelidir.

Gebeliğinizin tanısı konar konmaz kontroller başlamalıdır.

Anne adayı gebelikten ÅŸüphelendiÄŸinde veya gebelik testi pozitif olduÄŸunda doktor kontrollerine baÅŸlamalıdır. Erken antenatal muayenelerinin amacı risk faktörlerinin ortaya çıkarılarak takip ÅŸeması çizilmesidir. Dış gebelik gibi normal dışı gebelik durumlarının tanısını koymak ve son adet tarihine göre belirlenen gebelik haftası ile ultrasonografide saptanan gebelik haftasının birbirine uyumlu olup olmadığını tespit etmek mümkündür.

Ä°lk doktor kontrolü çok önemlidir.

Yine gebelik yaşının ultrasonla belirlenmesinde hata payının ± 3 gün olması erken doÄŸum kararı verilmesi gereken durumlarda yön verici olmakta, miad geçmesi gibi durumlarda doÄŸum eyleminin doktor tarafından baÅŸlatılması gereken tarihin doÄŸrulukla belirlenmesini saÄŸlamaktadır.

Erken dönemde baÅŸvuramayan anne adayları da gebelik tanısı konar konmaz hemen antenatal muayene için baÅŸvurmalıdır.

GebeliÄŸin ilk 3 ayında anne adayının saÄŸlık durumu sorgulanmalıdır. Aslında ideal olarak gebeliÄŸe karar vermeden en az 1-2 ay önce bu taramaların ve folik asit kullanımının baÅŸlanması önerilmektedir. Ancak zararın neresinden dönülse kardır diyebiliriz.

Gizli guatr, gizli ÅŸeker, bulaşıcı hastalıklar, kansızlık, vitamin eksiklikleri araÅŸtırılır ve erken dönemde saptandığında baÅŸarı ile tedavi edilirler. Gebelik hem anne adayı hem de bebek açısından daha saÄŸlıklı geçecektir.

Gebelikte Kadın Hastalıkları ve DoÄŸum Uzmanı tarafından belli aralıklarla yapılan doktor kontrollerine antenatal (doÄŸum öncesi) muayene adı verilir. Hiçbir ÅŸikayeti olmasa bile anne adayının belli aralıklarla doktor kontrolüne gitmesi hem kendi saÄŸlığı hem de geliÅŸmekte olan bebeÄŸinin saÄŸlığı açısından son derece önemlidir.

Anne adaylarının büyük bir kısmı hiç bir sorun yaÅŸamadan saÄŸlıklı bir gebelik dönemi geçirir ve tümüyle normal bir doÄŸum sonrası saÄŸlıklı bir bebek sahibi olurlar. Bizim var olma nedenimiz ise sorunsuz seyreden bir gebeliÄŸe müdahalede bulunmak deÄŸil, muhtemel bir sorunu erken dönemde saptamak ve geriye dönüÅŸü olmayan bir aÅŸamaya gelmeden gidermeye çalışmaktır.V

Önceleri "kötü ÅŸansa’’ veya ‘’kadere" baÄŸlanan anne ve bebek ölümleri, sakat veya ölü bebek doÄŸurma gibi olayların önemli bir kısmı artık kontrol edilebilir hale gelmiÅŸtir.

Gebelik dönemi boyunca ÅŸikayeti olmadığı için hiçbir ÅŸekilde uzman hekimle karşılaÅŸmayan bir anne adayı da büyük olasılıkla saÄŸlıklı bir gebelik yaÅŸayacak ve saÄŸlıklı bir bebek sahibi olacaktır. Ancak gebelik dönemi boyunca hiç bir belirti vermeyen veya uzun bir bekleme döneminden sonra ortaya çıkabilen çok sayıda tıbbi durum söz konusudur.

Erken dönemde teÅŸhis edildiÄŸinde kolay bir ÅŸekilde tedavi edilebilecek çok sayıda hastalık vardır. Bu hastalıklar için geç dönemde yapılabilecekler kısıtlıdır ve anne adayı ve/veya bebek saÄŸlığını tehlikeye sokan durumlar ortaya çıkabilir.

Hiçbir ÅŸikayet yaratmamasına raÄŸmen saÄŸlıksız giden bir gebeliÄŸin çok sayıda örneÄŸi vardır.

Ä°drar yollarında özellikle gebelik döneminde bazı bakteriler hiç bir belirti vermeden sinsi bir ÅŸekilde üreyebilirler. Bu durumun basit bir idrar tahlili ile ortaya çıkarılması büyük önem taşır. Ciddi enfeksiyonlar ortaya çıkmadan önlem alınmış olur. Tedavi edilmeyen idrar yolu enfeksiyonları anne adayı için ateÅŸ, böbrek iltihabı (nefrit), böbrek yetmezliÄŸi ve bebek için erken doÄŸum ve geliÅŸme geriliÄŸi riski yaratacaktır.

SaÄŸlıksız gebeliklerin sonlandırılması gebelik ilerledikçe anne adayı için fiziksel ve duygusal açıdan daha fazla zorluklar taşımaktadır.

EÄŸer bir erkeÄŸin semen örneÄŸinde hiç sperm yoksa (azoospermi) bu durumda doÄŸrudan doÄŸruya mikroenjeksiyon iÅŸlemi uygulanamaz. Bu durumdaki erkeklerde dışarıya sperm çıkarılamamasına karşın testis dokusu içerisinde ya da spermi taşıyan kanallarda sperm bulunma olasılığı vardır. Bu hastalarımızdan yapılan ürolojik muayene ve çeÅŸitli tetkikler sonrasında testis dokusu ya da kanallar içerisinde sperm bulunma olasılığı olanlarda testis ya da kanallardan elde edilen spermlerin kullanımı ile mikroenjeksiyon iÅŸlemi baÅŸarıyla uygulanabilmektedir.

TESE (Testicular Sperm Extraction)Semen örneÄŸinde hiç sperm bulunmayan ve aynı zamanda kanallarda da tıkanıklık olmayan erkeklerde yumurtalıklardan (testis) sperm bulma iÅŸlemidir. Bu iÅŸlem erkekte semen örneÄŸinin tümünde spermlerin hareketsiz olması durumunda (total immotilite) hareketli ya da daha fazla oranda canlı spermler bulabilme umuduylada yapılabilir. TESE yapılacak olan çiftlerde kadından yumurta toplanacağı gün ya da bir gün önce öncelikle erkek ameliyata alınır. Lokal ya da genel anestezi altında doktor tarafından testislerden alınan doku örnekleri laboratuvara gönderilerek içerisinde sperm olup olup olmadığı araÅŸtırılır. Sperm bulununcaya kadar ya da sperm olmadığına kanaat getirinceye kadar doku örneÄŸi alınmaya devam edilir (Multiple biyopsi, çoklu biyopsi). EÄŸer sperm bulunduysa kadının yumurtaları toplanarak mikroenjeksiyon iÅŸlemi yapılır. EÄŸer sperm bulunamadıysa kadının yumurtaları toplanmaz ve tedavi basamaklarına son verilir. Yumurtalıkların aşırı uyarılma riskinin (OHSS) olduÄŸu durumlarda TESE iÅŸleminde sperm bulunamasa da hastanın eÅŸini koruma amaçlı yumurta toplama iÅŸlemi yapılabilir.;

Bazı hastalarda bu iÅŸlem ameliyata gerek kalmaksızın ince iÄŸne yardımıyla yapılabilmekte ve sperm elde edilebilmektedir (TESA ya da TEFNA).Alternatif olarak kadın iÅŸleme hazırlanmadan erkekte biyopsi yapılmakta ve alınan örnek patolojik inceleme yanında sperm olup olmadığının araÅŸtırılması için embriyoloji laboratuvarına gönderilmektedir. Bu örnekte sperm gözlenmesi halinde doku dondurularak saklanmaktadır. Bu aÅŸamadan sonra kadın tedaviye girerek yumurtaların toplanacağı gün veya bir gün önce dondurulan doku çözülerek bulunan spermlerle ICSI yapılmaktadır. Burada bir müdahaleyle birden çok deneme yapma ÅŸansı doÄŸmakta ve kadın eÄŸer sperm yoksa gereksiz tedaviye ve strese maruz kalmamaktadır. Bu uygulamanın tek ve en önemli dezavantajı çözme iÅŸlemi sırasında sınırlı sayıda sperm olan vakalarda spermin bulunamamasıdır

Son yıllarda azoospermik erkeklerde testislerden sperm bulunma ÅŸansını artırmaya yönelik olarak testislerin açılarak spermlerin yapıldığı kanalcıkların (tübül) operasyon mikroskobu altında incelenmesi ÅŸeklinde özetlenebilecek mikro-TESE yöntemi geliÅŸtirilmiÅŸtir. Bu uygulama merkezimizde üroloji uzmanının iÅŸbirliÄŸi ile baÅŸarıyla kullanılmaktadır.

MESA (Microsurgical Epididymal Sperm Aspiration)Sperm taşıyan kanalların doÄŸuÅŸtan ya da sonradan geçirilen çeÅŸitli hastalık, travma veya ameliyatlara baÄŸlı olarak tıkanması sonucunda semende hiç sperm bulunmaması (obstrüktif azoospermi) durumunda erkeklerin kanallarından lokal yada genel anestezi altında mikrocerrahi yöntemiyle (MESA) veya direkt ciltten iÄŸneyle (PESA) sperm elde edilmesi iÅŸlemidir. Elde edilen spermler daha sonra mikroenjeksiyon iÅŸlemi ile kadından elde edilen yumurtaların içerisine enjekte edilmektedir.

Ä°renbe Tüp Bebek Merkezinde tüm bu iÅŸlemler bu konularda deneyimli uzman doktorlar tarafından yapılmaktadır. Bu iÅŸlemler için merkezimizde yatmanıza gerek yoktur ve her hangi bir sorun çıkmadığı takdirde iÅŸlemden sonra bir süre dinlenip evinize gidebilirsiniz. EÄŸer yapılan uygulama sonucunda gebelik elde edilemezse TESE ya da MESA gibi iÅŸlemlerin tekrar yapılması mümkündür.

Miyomlar düzensiz rahim kas dokusu içeren kitlelerdir. Hemen hepsi selim tabiatlıdır ancak 1000 de 1 habaset içerir hale gelirler. Özellikle rahim iç dokusuna (endometrium) 0.5 cm den daha yakın ve baskı yapan tiplerinin alınması gerekir. Yine 4-5 cm den büyük olanlarda kan akımını bozabileceÄŸinden alınmaları tercih edilir.

• Kesinlikle olumsuz etkiler. Hem yumurta hem de sperm kalitesini bozucu etkileri vardır.

Yakın ve dikkatli takibe rağmen yumurtalıklar aşırı uyarılabilir (OHSS).

ÇoÄŸul gebelikler oluÅŸabilir.

Kaçınılmaz olarak, yumurta toplama iÅŸlemi sırasında metal iÄŸneler kullanılır. Bu da mesane, barsak, rahim, fallop tüpleri ya da damar yaralanmaları için potansiyel bir risk oluÅŸturur. Basit bir problem oluÅŸabileceÄŸi gibi hastaneye yatmayı gerektirebilecek içeriye kanama ve / veya enfeksiyon meydana gelebilir. Bu risk 1/1000' den azdır.

Karın içi yapışıklıklar ve / veya teknik sebepler yumurtalıklardan yumurta toplamayı engelleyebilir.

Yumurta toplama iÅŸleminden önce, kendiliÄŸinden yumurtlamanın olmasına baÄŸlı olarak bu iÅŸlem yapılamayabilir.

Yumurta kistlerinin aspirasyonundan hiç yumurta elde edilemeyebilir ya da elde edilen yumurtaların tümü olgun olmayabilir. Bu da embriyo oluÅŸumunu engelleyebilir.

Toplanan yumurtalar normal olmayabilir.

Semen örneÄŸi çok kötü kalitede olabilir ve iÅŸlem için kullanılamayacak özellikler taşıyabilir.

Yumurtalar döllenmeyebilir.

Döllenen yumurtalar bölünüp embriyo oluÅŸturmayabilir.

Embriyolar normal olarak geliÅŸmeyebilir. EÄŸer embriyolar geliÅŸmiyorsa veya canlı deÄŸillerse, çiftle de görüÅŸülerek transfer iÅŸlemi yapılmayabilir.

Embriyonun rahim içine yerleÅŸtirilmesi teknik olarak güç veya imkansız olabilir. Bu istenmeyen durum genelde yapısal (anatomik) bozukluklardan kaynaklanır.

Transfer edilen embriyoların bir kısmı ya da hiçbiri rahim duvarına tutunmayabilir.

Rahime tutunan (Ä°mplante olan) her embriyo her zaman normal olarak geliÅŸip doÄŸuma kadar ulaÅŸamayabilir.

Tıbbi cihaz arızaları, enfeksiyon, insan hataları ya da öngörülemeyen faktörler yumurtaların, sperm örneklerinin ya da embriyoların kaybına veya zarar görmesine yol açabilir.

Sigarayı bırakınız. Birçok çalışma sigara içmenin gebelik oranlarını azalttığını düÅŸündürmektedir. EÄŸer tamamen bırakamıyorsanız, özellikle embriyo transferinden sonraki dönemde sigara sayısını azaltmanız bile olumlu bir etki yapacaktır. Erkek eÅŸlerinde aynı ÅŸekilde ve mümkünse iÅŸlemden bir kaç ay öncesinden baÅŸlayarak sigarayı bırakması yerinde olacaktır.

Danışmadan ilaç kullanmayınız. IVF doktorlarına danışmadan alabileceÄŸiniz yegâne ilaçlar 'acetaminophen' (paracetamol) içeren aÄŸrı kesici (Parol, Tamol v.b.) ilaçlardır. DiÄŸer ilaçlar da alınabilir ancak bir kısmı tehlikelidir; bu nedenle IVF ekibinin bilgisi dışında ilaç kullanmayınız. Nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçların (salisilik asit, naproksen sodyum, indometasin içerenler gibi) IVF siklusu sırasında kesinlikle kullanılmaması gereklidir.

Alkol almayınız. Erkekler ve kadınlar yumurta toplama iÅŸleminden önce günde iki kadehten fazla alkol almamalıdır. Embriyo transferinden sonra kadın partner tüm alkollü içeceklerden kaçınmalıdır.
Sıcak banyo ve saunaya girmeyiniz. Yüksek sıcaklığın, sperm hareketliliÄŸi (motilitesi) ve rahimdeki embriyo üzerine olumsuz etkide bulunduÄŸu gösterilmiÅŸtir. Erkekler, yumurta toplama iÅŸleminden en az 90 gün öncesinden itibaren; kadınlar da embriyo transferinden sonra yüksek sıcaklıktan uzak durmalıdırlar.

EÄŸer tetkikler sonucunda Tüp Bebek ya da mikroenjeksiyon iÅŸlemlerinden birisine geçilmesine karar verilirse ilave tetkikler olarak; Tam Kan Sayımı, Kan Grubu, Sarılık, AIDS, Kızamıkçık vb gibi bazı ek tetkiklerin yapılması gerekli olacaktır. Çift ile sorunları hakkında görüÅŸüldükten sonra her açıdan detaylı bir fizik muayene yapılır. Utanma duyguları ile doktora doÄŸru bilgiler vermemek gereksiz birçok uygulamaya ve maddi yüke neden olabileceÄŸini unutmayın.

Yapılan deÄŸerlendirme sonucunda ve belirlenen nedene göre sizin için en uygun olan tedavi yöntemi belirlendikten sonra size bu tedavi yöntemi konusunda detaylı bir açıklama yapılacak ve uygun zamanda tedavinize baÅŸlanacaktır.

SaÄŸlıklı bir çiftin, bir ayda gebe kalabilme ÅŸansı % 20' dir. Bu ÅŸans yardımcı üreme tekniklerinin her uygulanması için % 50'lere kadar çıkabilmektedir. Ancak cesaret verici bu sonuçlara raÄŸmen baÅŸarılı bir gebelik ve çocuk doÄŸurma konusunda hiçbir IVF programı, çoklu uygulamalarda dahi garanti veremez. BaÅŸarıyı birçok faktör etkiler. Yalnızca hasta yaşı, infertilite nedeni ve IVF ekibinin tecrübe ve yeteneÄŸi ile sınırlı deÄŸildir.                          

Ä°lk tüp bebeÄŸin doÄŸumunun üzerinden yirmi yıldan fazla zamanın geçtiÄŸi günümüzde 'yardımcı üreme teknikleri' ciddi ilerlemeler göstermiÅŸtir. Bu da gebelik oranlarına ve canlı doÄŸan bebek oranlarına olumlu olarak yansımıştır.                                                                                                                                                                                                         

IVF sonucunda doÄŸan bebeklerin, doÄŸumsal anormallikler, genetik anormallikler, zeka problemleri v.b. açısından doÄŸal yollarla olan bebeklerden farklılık göstermedikleri düÅŸünülmektedir. Ancak çoÄŸul gebelikler prematür doÄŸum ile sonlanabilir. Buna baÄŸlı olarak oluÅŸacak sorunlar IVF gebeliklerinde daha sık gözlenebilir. IVF gebelikleri genelde saÄŸlıklı doÄŸum ile sonuçlanırken, doÄŸal yollar ile oluÅŸan gebeliklerle aynı oranlarda düÅŸük ya da ölü doÄŸum ile de sonuçlanabilir. Dış gebelik riski IVF gebelikleri için de söz konusudur. Birden fazla embriyo transferlerinde rahme yerleÅŸmiÅŸ bir embriyo ile birlikte dış gebelik de söz konusu olabilir. Buna 'heterotopik gebelik' denir. Bu durumda rahim içindeki gebeliÄŸi korurken dış gebeliÄŸi tedavi etmek olasıdır.

Aşılama tedavisi oldukça eski yıllara dayanan bir yöntemdir. EÅŸ spermi özel tuzlu çözeltiyle yıkanır ve santrifüjden geçirilir daha sonra deÄŸiÅŸik toplama yöntemleri ile hareketli spermler ölü doku, hücre ve akıntılardan ayıklanır. Böylelikle ince bir kateter yardımı ile büyük bölümü hareketli ve kaliteli spermler doÄŸrudan rahim içine verilir. Normal sperm parametrelerinde de bu iÅŸlem yapılırken toplam ileri hareketli sperm sayısı ve spermin yapısı ile kadın eÅŸin yaşı ve sigara kullanımı baÅŸarıyla doÄŸrudan iliÅŸkili parametrelerdir.

Aşılama tedavisi 3-4 denemeden fazla önerilmez zira 4. Denemeden sonra yeni denemelerin gebelikle sonuçlanmaları nadirdir.

Her iki tüpü de tıkalı hastalara aşılama tedavisi yapılmaz. Tek tüpün açık olduÄŸu durumlarda laparoskopi ile durumun tespiti önem arz eder. Tek tüpü tıkalı hastalarda daha düÅŸük olmakla birlikte gebelik ÅŸansı vardır.

Dış gebelikve mol gebeliÄŸiolguları erken dönemde hiçbir belirti vermeyebilir. Oysa bu iki durumda da erken tanı ile tedavi baÅŸarısı çok yüksektir. Bu dönemde yapılan basit bir muayene ve ultrason incelemesi normal dışı seyreden gebeliÄŸin tanısını koymak ve önlem almak için yeterlidir.

DoÄŸduÄŸunda yaÅŸaması kesinlikle mümkün olmayacak sakatlıklar (mesela ansefali-bebeÄŸin beyin dokusunun geliÅŸmemesi) erken dönemlerde yapılan bir ultrasonincelemesiyle teÅŸhis edilebilir ve bu gebelik anne adayını riske sokmadan sonlandırılabilir. Bu inceleme yapılmadığında ise bebek sakat olmasına raÄŸmen gebelik sonuna kadar gidebilir.

Erken dönemden itibaren ultrason taramalarına baÅŸlanması bu anlamda önemlidir. Ä°lk trimester (gebeliÄŸin ilk 3 ayı) ultrason taraması ve ikili tarama testi ile kromozomal hastalıklara karşı risk araÅŸtırılmaktadır. Åžüpheli durumlarda Prenatal Tanısınırları giderek geniÅŸleyen yeni bir bilim dalı olarak anne adaylarına hizmet vermektedir.

Yumurta toplama, hiçbir ilaç kullanılmadan da yapılabilen çok aÄŸrılı olmayan bir iÅŸlemdir. Ancak günümüzde damar yoluyla kullanılan sakinleÅŸtirici ve aÄŸrı kesici ilaçlarla en az rahatsızlıkla uygulanmaktadır. Ayrıca hastalar anestezi doktoru tarafından uyutulmaktadırlar.

Yumurta toplama iÅŸlemlerinin hemen hemen tamamı vajinal yoldan yapılan ultrasonografi yardımıyla (transvajinal ultrasonografi) gerçekleÅŸtirilir. DiÄŸer giriÅŸim yolları ise laparoskopi ya da transabdominal ultrasonografi yardımıyladır. Transvajinal metodta yumurtalıklar, vajene yerleÅŸtirilen bir ultrasonografi probu ile görüntülenir. Vajen duvarından geçerek yumurtalığa doÄŸru ilerletilen bir iÄŸne aracılığı ile buradaki folliküllerin içindeki sıvı aspire edilir. Bu sıvı ile birlikte gelen yumurta mikroskop altında bulunarak toplanır. Bu iÅŸlem genelde 30 dakikadan daha kısa sürer.

GnRH analogları folliküllerin beklenenden önce çatlamasını (rüptüre olmasını) engellemek için kullanılırlar. Ancak ender olarak bunu baÅŸaramayabilirler, folliküller yumurta toplanması iÅŸleminden önce rüptüre olur ve yumurtalar karın boÅŸluÄŸuna dağılır. Bu olaya kendiliÄŸinden yumurtlama (spontan ovulasyon) denir. Bu durumda uygulama iptal edilir.

Genel anestezinin bir türü olan intravenöz genel anestezik ilaçlar kullanılarak uygulanır. Hasta tam bir uyku halindedir ve çevresinde olanlardan habersizdir. Bu tip anestezide genelde solunumu saÄŸlamak için solunum yoluna tüp yerleÅŸtirilmesi (entubasyon) gerekli deÄŸildir. Bu iÅŸlem, bir anestezi uzmanı tarafından gerçekleÅŸtirilir.

Kadının adet düzeni, yumurtlama hakkında önemli ipuçları içerir. Düzensiz ya da anormal yumurtlama tüm infertil kadınların % 25’inde saptanır. Bazal vücut ısısı takibi, yumurtlamanın olup olmadığının saptanması için basit ve ucuz bir yöntemdir. Yumurtlama sonrasında salgılanan progesteron hormonu rahim içini, adetten 12 – 16 gün öncesinde döllenmiÅŸ yumurtanın tutunmasına hazır hale getirir.

Bazal vücut ısısı için kadın her gün uyandıktan sonra yataktan kalkmadan, ağızdan vücut ısısını ölçerek, adet gününe göre kaydeder. Normalde yumurtlama sonrasında salgılanan progesteron hormonuna baÄŸlı olarak adet döneminin ortasına rastlayan bir dönemde vücut ısısı yaklaşık 1 derece yükselir. Ancak yumurtlama olmazsa ısı deÄŸiÅŸimi olmaz. Bu takip, soÄŸuk algınlığı gibi vücut ısısını etkileyen birçok faktörden etkilenebileceÄŸinden kesinlik taşımaz.

Doktorunuz yumurtlamanın takibi için sizden, yumurtlamayı uyaran ve salgılandıktan sonra idrarla atılan ‘luteinize edici hormonu’ (LH) saptayan özel idrar çubuklarını kullanmanızı isteyebilir.

Beklenen adetten 1-3 gün önce rahim iç yüzünden alınan (endometrial) biyopsiler yumurtlamanın olup olmadığı konusunda yardımcıdır. Biyopsi iÅŸlemleri ile progesteron hormonunun yeterli salgılanıp salgılanmadığı da deÄŸerlendirilebilir. Ancak günümüzde yerini yumurtlamanın varlığını gösteren progesteron hormonu düzeyinin kanda ölçümü almıştır.

Ultrasonografik takipler ve 28 günde bir adet gören kadınlarda 19 – 24. günler arasında yapılan kanda progesteron hormon düzeylerinin ölçülmesi, yumurtlamanın varlığını teyit etmeye yardımcı olur.

Yumurtlama ilaçları ile kadınların yaklaşık % 80’ninde yumurtlama saÄŸlanabilir. BaÅŸka bir neden yok ise ilk altı yumurtlama tedavisi döneminde çiftlerin yarısından fazlası gebe kalabilir.

Jinekolojik muayene bu amaçla geliÅŸtirilmiÅŸ özel muayene masalarında yapılmaktadır. Muayeneye baÅŸlanmadan önce idrar torbasının boÅŸaltılması yararlı olacaktır. Jinekolojik muayeneye ilave olarak meme muayenesinin de yapılmasını önermekteyiz.
Jinekolojik muayeneye ve bunun gibi anormallikler var mı, not edilir.
Daha sonra vagina içinin izlenmesine olanak veren spekulum muayenesine geçilir. Bu alet ile vagen duvarları bir birinden ayrılabilir. Ilık ve kayganlaÅŸtırılmış spekulum vagen içersine doÄŸru ilerletilir ve bu sırada vagen duvarları, vaginal akıntı, akıntı varsa bunun özellikleri izlenir. Sonrasında spekulum vagina tepesindeki rahim aÄŸzına ulaşır. Rahim aÄŸzı (serviks) deÄŸerlendirilir. Servikal ektropion, erozyon, servikal akıntı, rahim aÄŸzı kanseri bu muayene ile tespit edilir. Bu aÅŸamada rahim aÄŸzı bölgesinden smear denilen bir test için örnek alınır. Bu iÅŸlemlerin hiçbir aÅŸamasında aÄŸrı hissedilmez.
Vaginanın geniÅŸliÄŸi, esnekliÄŸi, vaginaya doÄŸru idrar torbası (sistosel) veya barsaklardan (sistosel) olan bir fıtıklaÅŸma var mı, deÄŸerlendirilir. Bu fıtıklaÅŸma ve rahim sarkması olayı bir de ıkınma anında gözlenir.
Ultrason deÄŸerlendirmesinin jinekolojik muayenede çok önemli bir yeri vardır. Jinekolojik ultrason ile alt karın organları, özellikle de rahim, yumurtalıklar ayrıntılı bir ÅŸekilde deÄŸerlendirilir. Ultrasonla rahimim yapısı, pozisyonu, büyüklüÄŸü, rahimden kaynaklanmış tümörler, myomlar, saptanabilir, aynı zamanda rahim iç zarı ( endometrium) deÄŸerlendirmesi de yapılarak gerekli bilgiler edinilir. Aynı ÅŸekilde her iki yumurtalık da ultrasonla tespit edilir.
Yumurtalıkların yapısı, yumurta geliÅŸtirme kapasiteleri, yumurtalık kistleri ve tümörleri ultrasonla saptanır.

Rahim aÄŸzında kanser öncüsü deÄŸiÅŸiklikleri saptamaya yönelik yapılan bir tarama testidir. 18 yaşını aÅŸmış, aktif cinsel hayatı baÅŸlamış kadınlarda senede bir kez yapılması öneriliyor. 
HSV, HPV gibi virütik enfeksiyonu olanlara, rahim aÄŸzında daha önceden saptanan düÅŸük veya yüksek dereceli lezyonu (CIN) olanlara ise 6 ayda bir yapılması öneriliyor. 
 

Yapılması oldukça basittir ve aÄŸrı olmaz. Normal jinekolojik muayene sırasında bir fırça yardımıyla rahim aÄŸzından dökülen hücreler toplanarak ince bir cama yayılır ve fikse edilir. Patolog tarafından da mikroskop altında incelenerek raporlanır. Cama fikse etmeden firçanın direk alkollü kaba yayılarak gönderildiÄŸi thin prep yöntemi ise yanlış negatiflik (yani hastalık varken yok demek) oranını %4 lere düÅŸürmüÅŸtür. Bu yöntemle rahim aÄŸzı kanserine neden olduÄŸu gösterilmiÅŸ HPV virüsünün de tipleri belirlenebilmektedir. 

En uygun dönem adet bitimi sonrasındaki haftadır.  2-3 gün öncesine kadar cinsel iliski olmaması, vajinal fitil veya krem kullanmamış olmak, vajinal duÅŸ yapmamış olmak gerekiyor. Ayrıca vajinal kanama ve yoÄŸun akıntılı vajinal enfeksiyon durumlarında sonucu etkileyebileceÄŸi için smear alınmıyor. 

Menopozda da senelik mammografi ve kemik ölçümü ile beraber smear testinin de ihmal edilmemesi gerekiyor. Mümkünse gebelik öncesi yapılması daha uygun olsa da gebelik başında da daha önceden smear alınmadıysa muhakkak öneriyoruz çünkü gebelikte en sık görülen genital kanser maalesef rahim aÄŸzı kanseridir. Gebelikte alınan smear testinin sanılanın aksine bebeÄŸe ve anneye de hiç bir zararı yoktur. 

Tüp bebek tedavilerinde en önemli faktörlerden biri laboratuar koÅŸullarıdır ve tedavinin baÅŸarısında çok kritik bir rol oynamaktadır. Laboratuvardan maksimum verimin elde edilmesi öncelikle iyi planlanmış bir düzenli bir laboratuvar, ileri teknolojik ekipman, deneyimli embriyologlar, titiz bir çalışma ve ciddi bir kalite kontrol sisteminin kurulması ile mümkündür. BaÅŸarıyı belirleyen unsurlar her zaman detaylarda gizli olduÄŸundan çalışma ortamı ve cihazların düzenli ve sık aralıklarla kontrol edilmesi ve aksaklıkların anında giderilmesi zorunludur.

Tüp bebek tedavisinde Transfer edilecek embriyo sayısı 1-2 arasında deÄŸiÅŸmektedir. Embriyo sayısı belirlenirken kadının yaşı, embriyoların kalitesi ve daha önceki IVF denemeleri göz önünde tutulmaktadır. Türkiye’ deki ilgili yönetmeliÄŸe göre 35 yaşın altında ilk iki (2) tüpbebek tedavisinde 1 adet, sonrasında en fazla 2 adet embriyo transfer edilebilinir. 35 YaÅŸ ve üstünde ise geçmiÅŸ IVF denemelerine bakılmaksızın en fazla 2 adet embriyo transfer edilebilinir.

Embriyo transferinin hangi gün yapılacağına karar vermeden önce, embriyoloji ekibi ve doktorlar mutlaka birlikte hasta profilini gözönünde bulundurarak karar vermelidir.
Embriyo transferine karar verilirken belli baÅŸlı unsurlara dikkat edilmesi gerekir. Öncelikle her hasta kendi içinde özel olarak deÄŸerlendirilip, tüp bebek tedavisine hangi nedenle karar verildiÄŸi, daha önce denemeleri varsa sonuçları, kadının yaşı, embriyo geliÅŸim özellikleri, PGT (preimplantasyon genetik tanı) yapılıp yapılmayacağı, elde edilen yumurta ve geliÅŸen embriyo sayısı ve embriyonun günlük geliÅŸimleri deÄŸerlendirilip hangi gün transfer yapılacağına karar verilir.Embriyo transferi en erken 2. günde en geç ise 6. günde olmak üzere 2, 3, 4, 5 ve 6. günlerde yapılabilir.

Transfer sonrası arta kalan kaliteli embriyolar dondurularak saklanabilir
Transfer edilmeyen ancak gebelik ÅŸansı yüksek olan ve iyi kalitede geliÅŸim gösteren bu embriyolar dondurularak (Dondurulan embriyolar beÅŸ seneye kadar çiftlerin yazılı izni alınması koÅŸuluyla saklanabilmektedir) ileri bir dönemde kullanılabilmektedir.  Böylelikle daha basit bir yöntemle çiftlerin yeni bir tüp bebek tedavisinin getireceÄŸi maddi ve tıbbi külfetleri azaltılabilmektedir.

Embriyo seçiminde daha iyi embriyoyu belirleyebilmek adına, beÅŸinci güne kadar laboratuvarda  takip edilen ve gebelik potansiyeli daha  yüksek olan embriyodur.

Yumurta ve sperm hücresinin döllenmesinde oluÅŸan zigot (döllenmiÅŸ yumurta) bölünerek çoÄŸalmaya ve geliÅŸmeye baÅŸlar. Bu normal gebeliklerde de tüp bebek ile oluÅŸan döllenmede de aynı ÅŸekilde olur. Yumurta döllenmeden sonra bölünerek 2 hücreli, 4 hücreli, 8 hücreli hücre topluluÄŸu halini alır. Ä°kinci, üçüncü günlerde 4-8 hücreli ve içerisinde boÅŸluk olmayan bir hücre yumağı halindedir. Döllenmeden sonraki 5. güne gelindiÄŸinde içerisinde bir boÅŸluk içeren etrafı hücrelerle çevrili bir hal alır, bu haline blastosist denir. Normal yolla oluÅŸan gebeliklerde blastosist embriyonun rahim duvarına tutunmadan hemen önce aldığı haldir.

Öncelikle embriyo dondurma/çözme tedavilerinin etkin kullanılabilmesi için tedavi hizmeti veren merkezde çok iyi bir kriyoprezervasyon hizmetinin verilmesi gerekmektedir. Ancak sonuçtan istenilen baÅŸarıyı elde edebilmek için teknolojik altyapıdan, embriyologların deneyimine kadar birçok etken söz konusu olabilmektedir.
GeliÅŸmiÅŸ teknolojik altyapı koÅŸullarıyla birlikte,  dondurulacak embriyo kalitesi ve seçimi ilk aÅŸamada çok önem taşımaktadır. Sonrasında ise dondurma sırasında kullanılacak yöntem ve embriyologların deneyimi gelmektedir. Bu etkenlerden dolayı birçok tüp bebek merkezi embriyo dondurma ve çözme hizmeti vermesine raÄŸmen tedavideki baÅŸarı oranları arasında ciddi farklılık göstermektedir.
Ä°yi ve kaliteli bir tüp bebek merkezinde embriyo dondurma ÅŸansı verilen hasta sayısı yüksektir. Bununla birlikte daha da önemli noktalardan biri dondurulup çözülen embriyolar ile elde edilen gebelik ÅŸansı en az taze embriyolar ile gerçekleÅŸtirilen tedaviler kadar ve hatta tedavi daha doÄŸal bir rahim ortamında yapıldığı için daha yüksektir.

Teknolojik imkanlarla birlikte bugün embriyo dondurma önerilen hasta profilinde de deÄŸiÅŸiklikler yaÅŸanmaktadır. GeçmiÅŸ yıllarda belirli sayıda ve kalitede embriyosu olan çiftlere önerilen bu yöntem artık tek bir kaliteli embriyosu olan çiftlere de önerilebilmektedir. Önemli olan embriyonun geliÅŸim düzeyi ve kalitesinin uygun olmasıdır.
Embriyo dondurma seçeneÄŸi sadece tedavi sonrası arta kalan embriyoları olan çiftlerin yanında tedavinin durdurulması veya ertelenmesi gereken durumlarda kullanılan etkin bir çözüm olmaktadır. ÖrneÄŸin, Ovaryen Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) adı verilen yani kadının tedavi gördüÄŸü sırada yumurtalıklarının kullanılan hormon ve ilaçlara aşırı yanıt vermesi durumunda geliÅŸen tüm embriyolar erken geliÅŸim aÅŸamalarında dondurularak saklanabilmektedir. Böylece hastanın klinik tablosu normale döner dönmez embriyolar çözülerek transfer iÅŸlemi gerçekleÅŸtirilmekte ve böylece yüksek gebelik oranları elde edilebilmektedir.
Bazı klinikler ayrıca yumurta geliÅŸimi amacıyla hormon/ilaç kullanımı yüksek dozlarda olan ve bu sebep ile rahim içi zarının embriyoyu tutma kapasitesinin düÅŸtüÄŸünü düÅŸündükleri olgularda veya tedavi sırasında rahimde gözlenen ve embriyonun tutunmasını engelleyici yapıların varlığında (myom, polip vb.)  da  embriyo dondurmadan yararlanmaktadır. Bu durumda tüm embriyolar dondurulmakta ve  problemlerin/engellerin ortadan kaldırılmasından sonra rahim daha saÄŸlıklı ve doÄŸal ortamına ulaşınca embriyolar çözülerek transfer edilmektedir. Bu yöntemle de yüksek gebelik oranları elde etmek mümkün olabilmektedir. 
Embriyo dondurma yönteminin faydalı olduÄŸu bir baÅŸka yaklaşım  ise embriyolarında genetik tanı yapılması planlanan çiftlerdir. Yüksek genetik bozukluk riski taşıyan fakat tedavide sınırlı sayıda yumurta ve embriyo elde edilebilen çiftlerde geliÅŸen embriyolar dondurulabilmekte, birden fazla kez yumurta geliÅŸtirme ve embriyo elde etme iÅŸlemlerinden sonra dondurularak biriktirilen embriyolar birlikte genetik inceleme aÅŸamasına alınmaktadır. Böylece genetik test maliyeti de ciddi oranda azaltılabilmektedir.

Tıpkı embriyolarda olduÄŸu gibi yumurtalarında dondurularak saklanması ve daha sonra çözülerek embriyo oluÅŸturulması mümkündür ve günümüzde baÅŸarı ile uygulanmaktadır Daha genç yaÅŸlarda alınarak baÅŸarıyla saklanan yumurtalar ileriki yıllarda bebek isteyen anne adayları için adeta zamanı durdurmakta , yumurtanın yaşı aradan geçen yıllara raÄŸmen hastadan ilk alındığı yıllarda olduÄŸu kadar saÄŸlıklı kalmaktadır.
Ülkemizde hangi tıbbi durumlarda kadınların yumurtalarını (oositler) dondurmak için baÅŸvurabileceÄŸi SaÄŸlık Bakanlığı tarafından düzenlenmiÅŸtir.  30 Eylül 2014 tarihinde yayınlanan bir yönetmelik ile evli olmayan ancak yumurtalık rezervi azalmış, henüz doÄŸurmamış veya aile öyküsünde erken menopoz hikâyesi bulunan kadınlar yumurtalarını dondurarak saklatabilecektir. Bu durumun üç uzman tabipten oluÅŸan saÄŸlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi durumunda yumurtalar dondurulabilmektedir. Ayrıca, kemoterapi ve radyoterapi gibi oosit hücrelerine zarar veren tedavilerde veya üreme iÅŸlevinin kaybedilmesine yol açacak ameliyatlar öncesinde (yumurtalıkların alınması gibi) oositlerin dondurulması mümkündür. Yumurta dondurulması aynı embriyolarda olduÄŸu merkezimizde vitrifikasyon (camlaÅŸtırma) yöntemi ile uygulanmaktadır. Bu amaçla kullanılan solüsyon ve protokollerdeki iyileÅŸmelerle artık taze denemelere benzer sonuçlar elde edilmektedir.
 Dondurulan oositler, ilgili yönetmelikteki sınırlama çerçevesinde, en fazla 5 sene saklanabilmektedir. Fakat SaÄŸlık Bakanlığı’na dilekçe ile uzatma talebinin iletilmesi halinde bu sürenin uzatılabileceÄŸi de belirtilmiÅŸtir. 

Yakın bir zaman öncesine kadar sadece belirli kromozomların incelenmesi yapılabiliyorken artık günümüzde genetik ayıklama yöntemi ile tüm kromozomlar detaylı olarak incelenebiliyor. Kapsamlı kromozom analizi tüp bebek uygulamalarında embriyoların rahme transferi öncesinde gerçekleÅŸtirilen ve embriyoların FISH yöntemi ile sadece seçilmiÅŸ belirli kromozomlar için deÄŸil, mevcut tüm kromozomlar yönünden (24 farklı kromozom) incelenebildiÄŸi bir yöntemdir.
Ä°ncelenen tüm kromozomlar yönünden normal bulunan bir embriyo her zaman gebelik oluÅŸturur mu?
Kromozomal bozukluk nedeni ile gebelik oluÅŸmaması, veya oluÅŸan gebeliÄŸin erken dönemlerde kaybedilmesi riski her yaÅŸta yaÅŸanabilecek bir durum. Fakat kadın yaşının özellikle 35’in üzerinde olduÄŸu çiftlerde özellikle ciddi olarak artmakta. Bu nedenle genetik ayıklama ile normal embriyoların seçilmesi bu riski belirgin oranda azaltıyor. DiÄŸer taraftan gebelik oluÅŸması için sadece genetik olarak normal bir embriyo elde etmek yeterli deÄŸil. SaÄŸlıklı bir rahim dokusu da gebelik oluÅŸması için olmazsa olmaz bir kriter.

Bugün pek çok klinikte verilen PGT hizmeti “Floresan In Situ Hibridizasyon” (FISH) adı verilen bir teknik ile uygulanır ve bu teknikte embriyolar genellikle sadece seçilmiÅŸ kromozomlar (5, 7 veya 9) yönünden incelenir. Ä°ncelenecek kromozomlar canlı doÄŸum ile sonuçlanabilecek genetik bozuklukları veya erken dönem düÅŸüklerde yüksek oranda gözlenen kromozom problemlerini kapsadığından 9 kromozomun tarandığı PGT uygulamalarında embriyoda oluÅŸabilecek kromozomal bozuklukların %60-80’i tespit edilebilmektedir.
Bununla birlikte kalan %20-40’luk bir kromozom bozukluÄŸu bu teknik ile tespit edilemediÄŸinden 9 kromozom yönünden incelenmiÅŸ ve “normal” bulunmuÅŸ bir embriyonun gebelik oluÅŸturamamasının altında bu incelenemeyen kromozomlardaki bir bozukluk yatabilmektedir.
Kapsamlı kromozom taraması ile tüm kromozom bölgeleri detaylı olarak görülebildiÄŸinden, incelenen 24 farklı kromozom yönünden normal olan bir embriyonun transferi ile gebelik oranlarında da bir artış saÄŸlanabilmektedir.

Tüp bebek laboratuvarımız hastalarına dünya standartlarında bir hizmet sunabilmek ve güvenilir bir ÅŸekilde sürekli artan bir baÅŸarı oranına ulaÅŸmak için alanındaki tüm yenilikleri takip etmekte ve bunları uygulamaya koymaktadır. Bu amaçla Sürekli Embriyo Ä°zleme Sistemi Tüp Bebek Laboratuvarımızda kullanılmaya baÅŸlanmıştır. 
Embriyo izleme sistemi embriyonuzun dış ortama fazla maruz kalmadan geliÅŸmesini saÄŸlamaktadır.  Embriyo takip sistemi bize embriyonun bölünme hızına göre rahim içerisine tutunma potansiyeli yüksek olan embriyoyu göstererek gebelik oranlarını arttırmamızı saÄŸlar.
Günümüzde kullanılan sistemlerle embriyo belirli günlerde ve sürelerde inkübatör denilen cihazların içerisinden çıkarılarak kontrol edilmektedi, bu da embriyonun dış ortama fazla maruz kalmasına sebep olmaktadır. Dış ortama fazla maruz kalan embriyonun kalitesi ve rahim içerisine tutunma potansiyeli düÅŸmektedir. Embriyo takip sisteminde bu risk tamamen ortadan kalkmakta inkübatör içerisinden embriyo çıkartılmadan ekrandan izlenmektedir. Embriyo takip sistemi  sayesinde embriyolarınızın geliÅŸimini anlık izleyebiliyor dilerseniz embriyonuzun bu muhteÅŸem yolculuÄŸuna siz de tanık olabiliyorsunuz.